Oğluma (Ege Çağlayan)
Hani bir reklam filminde de diyor ya "babalık, annelik
gibi içgüdüsel değil, sonradan öğreniyor insan." Sonradan öğrendiği
içinde afallıyor. Ben sana babalığı anlatamam oğlum. O kadar tarifsiz
bir duygu ki -hangi kelimelerin- bu duygunun tarifinde kullanılacagını
dahi daha bilmiyorum. Seni ilk gördüğüm zaman yaşadığım mutluluğu ve sen
büyürken aynı zamanda beni büyütmeni sana bakınca ne gördüğümü kısaca
anlatayım.
Senin bana müjdelendiğin o gün dünyanın en mutlu insanı yapmıştın beni, korkumdan ilk kucağıma verdiklerinde alamamış öylece hayran hayran bakmıştım sana. Baba olmanın ne demek olduğunu o cennet kokunu içime ilk çektiğim zaman anlamıştım. Babalık zor zanaat evlat lafları arasında büyütmeye, seninle birlikte büyümeye başladım. Ilk "baba" dediğin zaman sanki ben yeniden doğmuştum, şiir gibi bir kelime ve sadece iki hece " BABA". Sen büyüyordun ve ben kendimi büyütmeye çalışıyordum. Ilk hasta olduğun ilk yüzünün neşesi söndüğü zaman, benim için zaman durmuştu. Hasta olan sen değildin sanki çünkü ben içimde yaşıyordum acıyı... Sen büyüyorsun ve biz hala büyümeye çalışıyoruz. Parkta salıncaktan düşende sen değilsin aslında biliyormusun, düştüm diye ağlayan da sen değilsin, düşünce sen canım yanardı benim...
Sen büyüyorsun, ve dünyam sadece senin etrafında dönüyor ve sadece seninle şekillenip anlam kazanıyor.
Sen benim geleceğimsin oğlum. Aynada ki yansımamsın. Yaşama sevincimsin. Can parçam diğer yarımsın... Biliyorum oğlum sana baba olmayı tam anlatamadım. Ama emin ol anlatmak istemefiğimden değil -anlatacak uygun kelimeleri- bulamadığımdan...
@bababilicafer <<< Twitter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder