Radyo 45'lik

Pazartesi, Eylül 26, 2016

Okul Öncesi Eğitimde Anne-baba Katılımı



Okul öncesi dönem insan yaşamının temelini oluşturur.Bu dönemde çocuğun sağlığı ve beslenmesi kadar,aile ortamının ona sağladığı sevgi ve şefkat de son derece önemlidir.Ancak en az bunlar kadar önemli olan bir başka noktada,insanın gelişiminin tüm yönlerini destekleyebilecek bir sosyal ve fiziksel ortamdır.Bu dönemdeki yaşantılar onun gelecekte hayata bakış açısını da önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle,istenen bir çocuk olarak dünyaya gelmek,yaşamın ilk yıllarında saygı-sevgi-şefkatle büyütülmek,tutarlı ve kararlı yetişkin davranışları ve zengin uyarıcılar kişinin sağlıklı bir şekilde gelişmesinin olmazsa olmaz koşullarıdır. 
        Çocukların bir toplumun sürekliliğini,gelişimini sağlayacaklarını,devraldıkları kültür kalıtımını kendinden sonraki kuşaklara ileteceklerini düşünürsek,toplumların en değerli varlıkları olduğunun tartışılmazlığını anlamış oluruz.Bu nedenle toplumların gelecekleri olan çocuklarımızın her yönden sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesine ve bu anlamda uygulanacak eğitimle orantılıdır.Bu görevde Okul Öncesi Eğitim kurumlarına ve aileye düşmektedir.
    Okul Öncesi dönem insan hayatının diğer dönemlerinin temelini oluşturan bir dönemdir.Zira yaşamın her döneminde insanın o dönemde yerine getirmesi gereken sorumlulukları vardır.Öyleyse insan hayatının her döneminin olduğu kadar okul öncesi döneminin de en iyi şekilde ve uygun yaşantılarla geçirilmesi son derece önemlidir.Bu dönemde çocuğa sağlanacak yaşantıların türü ve kalitesi yaşantının zenginliğini sağlar.Bu da yetişkinin çocuğa sağlayabileceği imkanlar ile doğru orantılıdır.
çocuğun eğitiminin bütünlüğü önemlidir.Ona verilecek eğitimde bu dönemin gelişiminin her yüzü, gelişimin diğer yüzleri ile çok yakından ilişkilidir ve birbirini etkileyici niteliktedir. 
   Okul Öncesi eğitimde aile içi eğitimin kalitesi okul öncesi kurumlarında verilen eğitimle desteklendiği zaman çocuğun gelişimi açısından çok olumlu sonuçlara götürebilir.Kısacası;kurumsal eğitim kadar hatta daha çok gerekli ve önemli olan eğitim,ailelerin eğitimidir.Bunun için yapılması gereken en önemli şey okul ve ailenin işbirliği içinde çocuğun eğitiminde yararlı olabilmelerini sağlamaktır.Bu nedenle okul öncesi eğitim kurumları çocuğun eğitimi yanında ailenin eğitimi ile de ilgilenmelidirler.Yapılan araştırmalar okul öncesi ailenin ve çocuğun eğitiminin birlikte alındığı durumlarda daha kalıcı nitelikte olduğunu göstermektedir.



AİLE KATILIMI NEDİR?

      Aile katılımı kavramı şu unsurları içermektedir:

     Çocuğun gelişimi hakkında anne babaları bilgilendirme.
     Çocukları için etkili değişim etmeni olarak anne baba öğretmenliği.
     Anne babalara duygusal destek sağlama.
     Çocuklarına öğretmenlik ve rehberlik yapabilmeleri için anne babaların eğitimi.
     Çocuk hakkında anne baba ve öğretmen arasında karşılıklı bilgi alışverişi.
     Öğretmen ve anne baba aktivitelerini içeren ortak programlar planlama.
     Anne babalara toplumsal hizmetlerden yararlanmaları için yardımcı olmadır.

Aile katılımı programlarının içeriği:

1)Çocuğun yaşamında önemli bir etkiye sahip ve eğitiminde önemli bir ortak nokta olan anne babalara destekleyici bir çevre sunma,
2)Çocuklarının gelişimi açısından öz saygı kavramı önemlidir ve okulla anne babanın pozitif etkileşimini artırmaktadır.Bu nedenle anne babaların özsaygı kavramını tanımasını sağlama,
3)Anne babaları ,çocukları ve erken çocukluk programının tamamı hakkında karar verme sürecine katma,
4)Anne babalara sınıflarda gönüllü olarak gözlem yapmaları için çeşitli yollar ve fırsatlar sağlama,
5)Çocukların yararlanabilmesi için öğretmenler ve anne babalar arasındaki düşünce ve bilgi alışverişini ilerletme,
    Sonuç olarak aile katılımının anlamı üzerinde ortak bir tanım bulmak oldukça zor görünmektedir.
Ancak tanımlardaki ortak nokta,aile ve okul arasındaki ilişki ve ailenin çocuğun eğitiminde daha 
etkin rol almasını sağlamadır.



AİLE KATILIMI NİÇİN GEREKLİDİR?

   Ailelerin tamamı,sınıfa katkıda bulunabilirler ve okullarda farklılık yaratmak için eğitimli olmak zorunda değildirler.Unutulmamalıdır ki;düşük gelirli ve küçük ailelerden gelen çocuklar,aile katılımından büyük yararlar sağlamaktadırlar.
   Bu nedenle öğretmenler,çocukların kurum dışındaki yaşantılarını öğrenmek için kurumun dışına çıkmalı,anne babalar da çocuklarının kurum içindeki yaşamlarını öğrenmek için kurumun içine girmelidirler.Çocukların anne babalarından edindikleri öğrenme deneyimlerini geliştirmeye çalışmalıdırlar.



AİLE KATILIMININ AMAÇLARI NELERDİR?

     Aile katılımının en önemli amacı;çocuğun bilişsel,dil,psiko-motor,duygusal ve sosyal gelişiminde ailenin desteklenmesidir.

     Çocuğun ailedeki öğrenme ortamına katkıda bulunmak,
     Çocuğun tüm gelişimine katkıda bulunmak,
     Çocuğun ve ailenin gereksinimlerinin kurumdaki program tarafından sağlandığına emin olmak,
     Çocukta görülen olumlu değişiklerin devamlı olmasını sağlamak,
     Ailenin kendi çocuğunun yaşamında ne kadar önemli rolü olduğunu pekiştirmek,
     Problemleri önlemek ve alternatif disiplin yöntemlerini sunmak,
     Aileye çocuğun ev ortamında öğrenebilecekleri deneyimler hakkında bilgi vermektir.

Çocuğun Gelişimi Açısından Aile Katılımının Önemi
    Günümüzde erken çocukluk yıllarının önemi bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.Özellikle ilk beş yaşta,beyin ve sinir sisteminin hızlı gelişmesine paralel olarak çocuğun öğrenme kapasitesi hızla artmakta ve yeterli zihinsel gelişme için çevreden gelen uyaranlar önem kazanmaktadır.Aynı zamanda,gelişimin farklı boyutları birbirini pekiştirip,desteklemektedir.
   Özellikle aile ve çocuğa yönelik bilinçli uygulamalar,istenilen amaçlara ulaşmada önemlidir.Çocuğun bütünsel gelişimi için aileye destek sağlanması kaçınılmazdır.Bu tür bir destek programı,çocuğun okul öncesi eğitim programındaki eğitimiyle bir arada uygulandığında söz konusu kapsamlı eğitimin daha kalıcı etkileri olduğu görülebilir.
   Aileyi ve çocuğun yakın sosyal çevresini birlikte ele alan kapsamlı programların,sadece anne 
baba eğitiminden ya da çocuğun ev ortamından soyutlanması yoluyla yapılan çalışmalardan daha
başarılı olduğu görülmektedir.Okul öncesi programlarının kapsamlı olması hem çocuğun bütünsel gelişimini amaçlamalı,hem de ailenin desteklenmesi yoluyla çocuğun yakın çevresini ve ailesini de uygulamaya katmalıdır.Ayrıca bu kazanımlar,ailedeki diğer bireylere özellikle kardeşlere ve muhtemelen başka akrabalara ve komşulara da uzanabilmektedir.
-Çocuğu,mutlu ve başarılı bir kişi olarak hayata hazırlama,
-Okul ile ev arasında,çocuğa gösterilebilecek farklı eğitim tutumlarını ortadan kaldırma,
-Evin devamı olan güvenli bir ortamda daha iyi bir öğrenme fırsatı yaratabilme.

Aile Açısından Aile Katılımının Önemi:
-Çocuklarının eğitimlerinde kendi rollerinin öneminin farkına varabilme,
-Çocuğun gelişimine çok yönlü olarak katkıda bulunabilme,
-Bu konuda kendine güven duyabilme,
-Kendi ilgi,yetenek,becerilerinin farkına varabilme,
-Çocuklara duydukları saygının artması,onları birey olarak görebilme,
-Çocukla sağlıklı bir iletişim kurabilme,
-Zaman ayıramamaktan dolayı duydukları suçluluk duygusunu yok edebilme,
-Yeni beceriler kazandırabilme.

Öğretmen Açısından Aile Katılımının Önemi:
-Programını daha kolay gerçekleştirebilme,
-Sağlıklı bir sonuca ulaşılabilme,
-Sağlıklı iletişim sonucu çocuğu kolayca tanıyabilme ve problemleri çözebilme,
-Sorumluluklarını paylaşabilme,
-Hedeflere ulaşabilme,
-İş tatminindeki artışı sağlayabilme.

Kurum Açısından Aile Katılımının Önemi:
-Eğitimin sürekliliğini sağlayabilme,
-Çocuğu çok yönlü gelişimine katkıda bulunabilme,
-Amaçlarına daha kolay ulaşabilme,
-Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilme,
-Eğitimin kalitesini arttırabilme,
-Sorumluluklarını paylaşabilme,
-İş tatminindeki artışı sağlayabilme.

Aile katılımı bence ilköğretimde de uygulanabilir.Öğretmene düşüyor en önemli iş.(her zaman olduğu gibi)

Çarşamba, Eylül 21, 2016

Zaman Yolcusu

Bir makine bulmuşlar. Dünyanın en üstün buluşu bu. Tüm insanların "Keşke"lerini silecek, huzurla uyuma ve pürüzsüz bir mutluluk ile hayatlarına devam edeceklerini sağlayacak bir makine.

Makinenin içine giriyorsunuz, tarihi ayarlıyorsunuz hatta saati bile ayarlamanız mümkün. Ama o kadar ince detayı hatırlar mısınız, bilmem. Neyse, tarihi ayarlayıp başlat tuşuna basıyorsunuz. Fakat, gelecek tarihleri değil de geçmiş tarihleri ayarlamak zorundasınız.

Makine çalışıyor ve hooop, ayarladığınız tarihe geri döndünüz... Şimdiki aklınızla hem de.! Ne harika... İstediğiniz şeyleri değiştirip geri tuşuna basıyorsunuz ve yine kaldığınız yerden devam ediyorsunuz....

Bu makineye binip ilk neyi değiştirmek isterdiniz?

Elbette ki böyle bir buluş yok.! Ama ya olsaydı.? Hatalarınızı düzeltmek, keşkelerinizden arınıp vicdanınızı özgür bırakmak istemez miydiniz?

Ben istemezdim. Bu güne kadar aklımda hep bu makinenin hayali vardı. Düzelteceklerimin listesini bile yapmıştım, kafamda. Ama düşündüm de, olmaz. Öyle bir imkanım olsa bunu yapmazdım. Çünkü; şuanki aklımı, benliğimi, değerlerimi, kişiliğimi, hayat felsemi...vs. geçmişte yaşadığım hatalarım ve keşkelerim oluşturdu. Onlara bu günümü bile borçluyum. Eğer değiştirmiş olsaydım hiç bir acıyı tadamamış, hayattan hiç bir şey öğrenememiş olacaktım. Ne acı, silik bir hayat...

Bu sebeple de iyiki keşkelerim var...

Pazartesi, Eylül 05, 2016

Paylaştıkları Müthiş Sevgi ve Saç Şekilleriyle İnternet Alemini Sallayan Baba-Kız





Benny Harlem, başarılı bir şarkıcı, söz yazarı, manken ve en önemlisi, harika bir baba... O ve 6 yaşındaki kızı Jaxyn, aralarındaki müthiş bağ sayesinde gün geçtikçe ünleniyorlar. 
BoredPanda'da rastladığımız bu ikiliye bu kadar ün kazandıran bir başka şey de, bu harika baba-kızın muhteşem saçları!
Kaynak: http://www.boredpanda.com/father-daughte...

Bir babanın görevinin, çocuğunu korumak ve en güzel şekilde yetiştirmek olduğunu düşünen Benny; kızı Jaxyn'i yetiştirme şekliyle, onun güçlü ve kendine güvenli bir yetişkin olmasını umuyor.


"Baba olmak çok büyük bir gurur kaynağı ve bir mucize."


"Ona her zaman saygı talep etmeyi öğretiyorum."


"O, ilerde çok güzel bir kadın olacak. Önce kendini sevmesini istiyorum."



"Çünkü kızımı hayattan koruya bilmemin tek yolu, onu hayata hazırlamak."


"Kızıma adeta tapıyorum. O biliyor ki, eğer önce kendini severse; hayatının her alanında ve tüm ilişkilerinde sevgi görecek."


"Ben kızımdan sorumluyum."


"Kızımın ışığıyla besleniyorum. Ebeveynler, çocuklarının ışığıyla beslenirse, tohumlarımız büyür ve biz gelişiriz."




25. Kareye Dikkat (Subliminal/Bilinçaltı Mesajlar)

Gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduğumuz şeyleri, bize anlatılan fikirleri kabul eder yada reddederiz. Peki görmüyor, duymuyor ve hissedemiyorken… Yani bizim algı frekansı-mızın altında veya üzerinde, gizlice verilen mesajları reddedebilme imkanımız var mıdır? Uzmanlara göre yoktur.
Subliminal(Bilinçaltı) mesajlardan bahsediyoruz. Birçoğumuzun duyduğu fakat tam olarak fikir sahibi olmadığı subliminal kavramını açıklayarak, özellikle çocuklarımızın tertemiz akıllarını hedef alan bu gizli mesajlardan nasıl korunabileceğimiz yönünde fikirler vereceğiz.
Subliminal mesajlar, bilinçaltını etkileyen gizli mesajlardır. Kişinin bilinçaltına subliminal mesaj göndermenin bir çok yolu vardır.
Dijital ses dosyalarına yüklenen gizli mesajlar,
Gözle algılanamayacak kadar kısa süreli görüntüler ile reklamlarda ve filmlerde bilinçaltına verilen gizli mesajlar,
Reklam afişleri ve logolarda gizlenmiş gizli nesne, kelime ve rakamlarla verilen gizli mesajlar.
Logolar, reklam afişleri ve sinemalarda subliminal mesajlar verildiğini birçoğunuz duymuşsunuzdur. Ancak dijital ses dosyaları ile de bilinçaltımıza gizli mesajlar gönderilebilir. İnsan kulağı yalnızca belirli frekanslardaki sesleri duyabilir. Beynimiz ise bu frekanslardan çok daha düşük veya yüksek sesleri farkedebilir. Siz subliminal mesaj içeren bir MP3 dinlediğinizde,  sadece müziği ve sesleri duyduğunuzu düşünmenize rağmen, içindeki gizli mesajları beyniniz algılar ve kaydeder. Böylelikle, hiç fakında olmadan belli markalara, fikir ya da görüşlere, istemsizce aşina olmuş oluruz.
Subliminal mesajları aktarmanın bir diğer yolu da, 25. karedir. Sinemada uygulanan bu tekniği biraz açıklayalım;
Sinemada her bir saniye 24 kare resimden oluşmaktadır. Bahsettiğimiz 25. kare de, bu 24 kareden oluşması gereken görüntülere 25. karenin eklenmesidir. Bu görüntüler genellikle görülmez/farkedilmez, görülse de bilinçaltında kalır. Evlerimizde çocuklarımız ve ailemizle izlediğimiz film ve dizilerde bu gizli mesajlar bilinçaltımıza işlenir.
Bu gizli mesajlar sayesinde, reklam, fikir ve görüşler bilinçaltımıza işlenmiş olur. Aklınıza “Görmediğimiz halde bu mesajlardan nasıl etkileniriz?” diye sorular gelebilir elbette. “Zaten açık açık reklam ve filmlerle istenilen mesajları izletiyorlar, neden bu yönteme ihtiyaç duysunlar ki?” diyebilirsiniz.
Çünkü gördüğümüz zaman, şuurumuzla bize sunulanları kabul etme veya reddetme imkanımız bulunur. Ancak, algı frekanslarımızın altında veya üstünde bize sunulanları kabul etme veya reddetme imkanımız kalmaz. Yani subliminal mesajlar şuurlu tercih hakkımızı gasp eder, bilinçaltımıza yerleşerek, aşinalık kazanmamıza neden olurlar.
Subliminal mesajlara, ilk önceleri, belli başlı büyük markaların reklamları için denenmiştir, ancak zamanla etkisinin ne kadar büyük olduğu görüldüğünde, kişiler kendi fikir ve düşüncelerini insanlara empoze etmek için kullanmaya başladılar.
Çocuklarımızı Subliminal Mesajlardan Korumalıyız
Subliminal mesajlar, filmlerde, dizilerde, reklamlarda, afişlerde ve hatta çizgi filmlerde dahi kullanılabiliyor. Çocuklara sevgiyi, kardeşliği, doğru ve dürüst olmayı anlatan çizgi filmlerde farklı dini görüşler, şiddet ve cinsellik içeren subliminal mesajlar gizlenebiliyor.
Neler Yapabiliriz?
Çocuklar bir çizgi filmi, reklamı ya da klibi izlerken göz bebeklerinde büyüme, göz kırpma reflekslerinde azalma, seslendiğinizde duymama gibi semptomlar gösteriyorsa, izlediği yayında subliminal mesajlar gizlenmiş olabilir. Bu semptomlar, çocuğunuzun izlediği şeye kanalize olduğunun bir göstergesidir. Tabi ki bu kanalize olma durumu sadece subliminal öğelerden kaynaklanmaz, izlediği ya da dinlediği öğeye aşırı dikkat kesilmiş de olabilir. Her iki durumda da, çocuğunuzun gelecekteki kişiliğini etkileyecek mesajlar, çocuğunuzun beynine işlenmiş olacaktır.
Ebeveynler olarak çocuklarımızı mümkün olduğunca bu gizli mesajlardan korumalıyız. Bunun için;
Çocuklarımıza mümkün olduğunca yerli yapım çizgi film ve programları izletmeliyiz. Yerli yapımlarda subliminal mesajlar yabancı yapımlara göre daha azdır ya da hiç yoktur.
Reklamları izlememelerini sağlamalıyız. Reklamların bir çoğunda, bilinç altına hitap eden, özellikle cinsel öğeler içeren mesajlarlar gizlidir. Zaten bir çok çocuğun reklamlara ilgi duymasının altında da bu neden yatar.
Televizyon akışı yerine kendi seçtiğimiz programları izletmeliyiz. Böylece reklamlardan ve televizyon programlarındaki subliminal mesajlardan çocuklarımızı belli bir dereceye kadar koruyabiliriz.
Özellikle 0-7 yaş arasındaki çocuklarımızın tertemiz beyinlerini subliminal mesajlardan uzak tutabilmek için gerekli araştırmaları yapmalı ve tedbirleri almalıyız. Bunun için severek izlediği çizgi film ve diğer programları gerekirse dikkatlice izlemeli ve hakkında detaylı araştırmalar yapmalıyız.
Subliminal mesajlara sadece çocuklarımızın değil, bizlerin de maruz kaldığını unutmamalı, bu gizli bilinçaltı mesajlarına karşı farkındalık sahibi olmalıyız.
Kaynak ve Yazar : SevgiliBebek