Radyo 45'lik

Cumartesi, Şubat 18, 2017

Sev, Sev, Sev.!

Son yıllarda sevgiden öyle bir uzaklaştık ki, ülkece, dilimize bile almaz olduk. Anmaz, yaşamaz, tatmaz, duyurmaz olduk.

Sevgi öyle kolay verilen, alınan ama bir o kadar da yaşattığı duyguyu anlatması zor bir şeydir.

Salı, Şubat 07, 2017

Babanın Çocuk Hayatındaki Yeri

Babalık üzerine yazılan ve çizilenler, yapılan araştırmalar maalesef her zaman anne-çocuk arasındaki ilişkinin gerisinde kalmıştır. Son yıllarda toplumsal hayatta yaşanan değişimler, ailedeki rollerin farklılaşması, çocuğun gelişiminin ve eğitiminin giderek daha önem kazanması sonunda baba-çocuk ilişkisinin de hak ettiği ilgiyi görmesine yardımcı olmuştur.
Uzun yıllar araştırmalar anne-çocuk arasındaki ilişkiyi incelemiş, çocuğun gelişimde annenin rolünü ve önemini vurgulamış, çoğu zaman babaların yardımcı oyuncu olarak rolünün altını çizmişlerdir. Genel olarak babaların çocuğun gelişimindeki dolaylı etkisi; anneyi desteklemesine, ailenin geçimini sağlamasına yönelik yorumlar yapılmıştır. Oysa çocuğun hem bilişsel, hem sosyal hem de duygusal gelişiminde babanın rolü oldukça önemlidir.
Babanın aile sistemi içindeki anlamı ve rolü son yıllarda değişim göstermiştir. Bunun bir nedeni çalışan annelerin sayısının artması olduğu belirtilmektedir. Diğer bir etkenden çocuğun aile içindeki rolünün ve anlamının farklılaşması olarak düşünülebilir. Hem anne hem de baba çocuğun gelişimi, eğitimi ve yetişmesinde çok daha aktif rol almaktadır. Değişen günlük koşullar ebeveynlik becerilerini ve tutumlarını da etkilemektedir.
Baba olmak geçmiş yıllarda çocuğunu uzaktan sevmek, aileyi geçindirmek, kuralları uygulayan otorite olmak anlamına gelirken şimdilerde doğumdan itibaren bebeğin bakımını paylaşan, çocuğu ile birebir zaman geçiren, arkadaşlık eden ebeveyn olmak anlamına gelmektedir.
Babanın çocuğun gelişimde direkt (birebir ilgi göstermek, beraber zaman geçirmek) ve dolaylı (aileyi geçindirmek, anneyi desteklemek) olarak etkisi tartışılmazdır. Bu nedenle babaların bebeklik döneminden itibaren çocukları ile ilgilenmeleri, ilişki kurmak, birlikte vakit geçirmek için çocuğun büyümesini beklememeleri önemlidir. Ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişki zaman içinde gelişen, zenginleşen bir deneyimdir. Çocuğunuz 7 yaşına geldiğinde bir sabah onunla babası olarak iletişim kurmaya karar verdiğinizde biraz geç kalmış olabilirsiniz. Baba olmak da anne olmak gibi bebeğin doğumu ile hatta hamilelik dönemi ile başlar.

Hamilelik Döneminde Babalık

Hamilelik döneminde doğal olarak tüm ilgi bebek ve anne üzerinde yoğunlaşır. Babadan beklenen ise anne adayını duygusal olarak desteklemesidir. Annenin geçirdiği hormonsal, fiziksel ve duygusal değişim sürecinden babalar da etkilenir. Her şeyden önce eşlerindeki değişime uyum sağlamak zorunda kalırlar. Hamileliğin ilk dönemlerinde ani duygu değişimleri, artan fiziksel şikayetler ile anne adayı için zor günler başlamış olur. Baba adayı ise bir yandan hem eşinin geçirdiği bu değişime uyum sağlamaya hem de kendi duygularını ve tepkilerini anlamaya çalışırlar. Babanın hamileliğin başından itibaren eşine destek olduğu, hamileliği olumlu bir süreç olarak algıladığı durumlarda hamilelik dönemi her iki ebeveyn adayı için rahat geçecektir.
Bu dönemde babalar farklı duygular yaşayabilirler. Kimi gelecekteki değişimler ve artacak sorumlulukları için endişelenir, kimi eşinden görmeye alışık olduğu ilgiyi göremediği için kendini dışlanmış hissedebilir, kimi baba olmanın, aile olmanın heyecanını yaşayabilir. Bazen bu duyguların tümü bir arada yaşanabilir.
Babalık duygusunun annelik duygusu gibi içgüdüsel olmadığı bu nedenle de çok güçlü olmadığı var sayılır, ancak hamilelik döneminde babalara duygularını anlatma fırsatı verildiğinde bu yorumun herkes için geçerli olmadığı görülmektedir. Sadece anneler değil babalarda çocuklarına duygusal olarak bağlan-maktadırlar.

Bebek ve Babası

Geçmiş yıllarda bebeğin doğumdan itibaren sadece anneye bağlandığı, anne ile iletişim kurduğu, ihtiyaçlarının karşılanması için sadece anneye gereksinim duyduğu vurgulanmaktaydı.
Ancak bebekler ilk günden itibaren anne ve babaya ihtiyaç duyarlar. Bebeği büyütürken anne-babanın birlikte yapacağı işler olduğu kadar birbirlerinin yerini tutamayacakları alanlar da vardır. Örneğin bebeğe biberonla her iki ebeveyn de besleyebilirler, ama anne "erkek modeli", baba ise "kadın modeli" yerini alamaz.
Baba bebekle ilgili her konuda kendini yetersiz ya da bilgisiz hissedebilir. Bazen bu duruma anne ve yakın çevre farkında olmadan destek verirler , anne kadar becerikli olamadığı babayı bebeğin bakım sürecinin dışında bırakmak sıkça karşılaşılan bir durumdur. Baba ile bebek arasındaki duygusal bağın kurulmasında doğumdan hemen sonra birebir ilişki kurulması önemlidir. Pek çok baba çocuklarıyla ilgilenmek için çocuklarının bunu anlayacak kadar büyümesini bekler. Oysa bu işleri daha da zorlaştırır. Bebeğinin altını değiştiren, karnını doyuran bir baba ile çocuğu arasında duygusal bağ kurulur. Ayrıca çocuk gelişimi ile ilgili tüm araştırmalarda ilk 6 yılın özellikle de ilk 1 yaşın çocuğun gelişimi için en önemli dönem olduğu vurgulanmaktadır. Bu yıllardaki duygusal, bilişsel ve sosyal gelişim sonraki yıllar için temel oluşturur.

Çocuğun Gelişimde Babanın Rolü

Çocuk ve babası arasındaki iletişimin gelişim alanları üzerindeki etkisi daha çok babasız çocuklar ile yapılan araştırmalardan yola çıkılarak yorumlanmıştır. Çocuk ile baba arasındaki kaliteli ilişkinin çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal ve cinsel gelişim üzerinde olumlu etkileri olduğu belirtilmektedir.

Bil-işsel Gelişim

Baba ile çocuk arasındaki destekleyici, olumu ilişkinin bilişsel becerileri ve okul yıllarındaki akademik başarı olumlu olarak etkilediği belirtilmektedir. Bebeklik döneminden itibaren çocuğa sağlayan zengin uyaranların zihinsel gelişim üzerindeki etkisi bilinmektedir. Babanın çocuğu ile ilgilenmek için ayırdığı zaman, birlikte yapılan etkinliklerin çocuğa sağladığı zengin ve farklı deneyimler öğrenmeyi ve zekayı desteklemektedir. Babaların annelere göre çocuklarına daha bağımsız davranmak için fırsat verdikleri gözlemlenmektedir. Bu yaklaşım hem bilişsel hem de kişilik gelişimini olumlu yönde etkilemektedir.
Babaların çocuklarına zengin uyaranlar (birlikte kitap okumak, film seyretmek, oyun oynamak, çevre gezileri yapmak, ortak ilgi alanları bulmak ve bunlar için zaman ayırmak vb.) sunmaları için biraz zaman biraz da yaratıcılıklarını kullanmaları yeterli olacaktır.
Çocuklar anne-babalarını model alarak öğrenirler, bu nedenle çocukla birlikte farklı ortamlarda birlikte zaman geçirmek ona yeni şeyler öğrenme fırsatı yaratacaktır.

Sosyal ve Duygusal Gelişim

Babaların çocuklarıyla kurdukları olumlu ve yakın ilişkinin çocuğun kişilik gelişimi üzerindeki olumlu etkisi bilinmektedir. Çocukların benlik algısı, öz güven gelişiminde babadan gelen geri bildirimlerin yapıcı ya da yıkıcı etkileri olabilir. Benlik algısı "kişinin kendi değeri hakkındaki düşünceleri" hayatın ilk yıllarından itibaren öncelikle aileden alınan daha sonra gelişen sosyal çevre tarafından desteklenen geri bildirimler ile oluşur. Ailesi tarafından değer gören ,kabul edilen, sevilen bir çocuk kendinin değerli, önemli ve sevilebilen bir birey olduğuna inanır, böylece olumlu bir benlik algısı geliştirir. Babaları bu noktada da rolü oldukça kritiktir. Babalar çocuğun dış dünya ile kurdukları ilişkide köprü rolü üstlenirler. Babanın onayı, kabulü çocuğa dış dünya tarafından da kabul edildiği, beğenildiği mesajını verir.
Çocuklar babaları ile kurdukları ilişkide babanın davranışlarını, problem çözme becerilerini, olaylar karşısındaki tepki ve tutumlarını model alırlar.
Çocuk ile kurulan olumlu ilişkinin çocuğun gelişimindeki rolü çok önemlidir. Babası tarafından sevildiğini, onaylandığını en önemlisi kabul edildiğini hisseden çocuk öğrenmeye ve gelişmeye daha açık olacaktır.
Çocuk ile kurulacak olumu ilişki için çocuğu dinlemek, onun fikirlerine saygı göstermek, sevgiyi açıkça ifade etmek kadar kural ve sınırları belirlemek de önemlidir. Çocuklar olumlu davranışlar kadar hatalarından da öğrenirler. Önemli olan ebeveynlerin hatalar karşısındaki tutumlarıdır. Çocuğun hatalarını onun için doğru davranışı öğrenme fırsatı olarak değerlendirin. Sadece bağırmak, kızmak yerine uygun olan ve beklediğiniz davranışı anlatın, gerektiğinde çocuğun davranışının sonucunu yaşamasına izin verin. Çocuğu olumsuz durumlardan korumaya çalışmak onun sosyal ve duygusal gelişimini engelleyecektir.

Cinsel-rol gelişiminde babanın rolü

Cinsel-rol ayrımı çocuklarda 3 yaşında başlar. Ama bu rol ayrımına temel olan gözlemler çocuğun anne-baba ile ilişki kurduğu ilk andan itibaren başlar. Erkek ve kız çocuk arasında doğuştan gelen farklılıklar olsa da sağlıklı bir cinsel rol gelişimi anne-babayı model alarak oluşur. Çocuklar farkında olmadan anne-babalarını gözlemlerler.
Babanın rolü özellikle erkek çocuğun cinsel rol gelişimi için önemli gözükse de kız çocuğunun gelişiminde de etkisi büyüktür. Erkek çocuklar babalarını gözlemleyerek ve taklit ederek erkeklerin nasıl davrandıklarını öğrenirler. Babanın sorunlar karşısındaki tepkisi, evdeki kuralları uygulama yöntemi, davranışları erkeke çocuk erkeklik ile ilgili kavramlarının oluşmasında temel oluşturur. Erkek çocuğun ilk yıllarından itibaren baba ile özdeşleşmesi ileriki yıllardaki gelişimleri için oldukça önemlidir. Yaşamlarının ilk yıllarında babaları ile yeterli paylaşımda bulunmayan çocukların ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde bundan olumsuz etkilendikleri bilinmektedir.
Kız çocukları için ise babanın önemi farklıdır. Çünkü baba hayatlarında tanıdıkları ilk erkektir. Bu nedenle baba ile kurulan ilişki gelecekte karşı cinsle kurulacak ilişkilerin kalitesini ve şeklini belirler.

Baba ve İletişim: İlgi alanları ve paylaşım

Babalar genellikle doğumdan sonraki dönemde bebekleri ile iletişim kurmakta geri planda kalırlar. Bunun birkaç nedeni olabilir. Öncellikle yeni doğanın fiziksel(beslenme) olarak anneye ihtiyaç duymasıdır, ikinci etken küçük ve çok hassas görünen bebekle ilgilenmek, onu kucağına almak babayı tedirgin edebilir, bazen anne ve yakın çevrenin de tutumu babanın uzak kalmasını (anne-bebekle birebir ilgilenmektense yapılması gereken işleri halletmesi) farkında olmadan destekleyebilir. Durum böyle olunca babalar çocuklarını uzaktan sevmeyi öğrenirler. Bu bazen daha kolay olduğu için, bazen de başka türlü ilgilenme fırsatına (çocukla nasıl ilgileneceğinin bilememek, anne ve diğer yetişkinlerden fırsat bulamamak vb.) sahip olmadıkları için babalar geri plandaki rollerini benimserler. Oysa çocuğun baba ile birebir ilişki kurmaya, baba ile birlikte olamaya ihtiyacı vardır.
İletişimin ve baba-çocuk arasındaki paylaşımın temelleri ne kadar çabuk atılırsa o kadar sağlam ve etkili olur.
Özellikle erkek çocuklar baba ile özdeşleştikleri için baba ile geçirilen birebir zamanda çok şey kazanırlar.
Peki babalar çocukları ile nasıl iletişim kurabilirler?
her şeyden önce ilişki ve iletişim kurmak zaman ve emek ister. Bebeklik döneminden itibaren bebeğin bakımında rol almak, bebek ile konuşmak, onu yürüyüşe -parka götürmek gibi temel adımlarla işe başlamak gerekir. Sonrasında bebek büyüdükçe, becerileri geliştikçe birlikte yapılabilecek etkinlikler giderek artacaktır. Bir süre sonra da baba-çocuk arasındaki iletişimi destekleyecek ortak ilgi alanları ilişkiyi destekleyecektir. Ortak ilgi alanlarının çocuğun ve babanın keyif alacağı etkinliklerden oluşması önemlidir. Baba araba dergilerine bakmaktan hoşlanırken çocuk için bu sıkıcı bir etkinlik ise bunun ortak bir ilgi alanı olma olasılığı yoktur.

Babalar ve Kurallar: Disiplin uygulamaları

Geleneksel aile yapısında baba otoriteyi temsil eder. Son yılarda aile içindeki rollerin değişmesi ile birlikte otoriter baba modeline daha az rastlanır olmuştur. Bunun yerini arkadaş babalar almaktadır. Ama yine de babanın çocuk gelişimindeki rolleri düşünüldüğünde kurallar ve disiplin akla gelen temel kavramlar arasındadır. Genel olarak çocuğun hayatındaki ve ev ile ilgili düzenlemeler, disiplin uygulamalarının ebeveynlerin ortak kararı ve tutarlı tutumları ile şekillenmesi en idealidir. Ebeveynlerden birinin diğerine göre güçlü ve baskın olması ev içindeki iletişim kadar çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz etkiler.
Annelerin çocuk ile ilgili düzenlemeler ve sorumluluklar ile ilgili fazla rol aldığı durumlarda baba uzakta kalan ebeveyn olarak algılanır. Anne çocuğun beslenme düzeninden, uyku düzenine, arkadaş ilişkilerinden ders çalışma becerilerine kadar her alanda çocuğu takip etmeye çalışırken bazen etkinliğini ve otoritesini kaybetmiş gibi hissedebilir. Çünkü çocuk her konuda anneden aldığı uyarılara bir süre sonra alışıp tepki vermemeye başlaya bilir. Anne yemeğe gelmesi için 10 kere seslenirken, baba bir kez çağırdığında çocuk masaya gelir. Bunun nedeni daha az gördüğü, yeterince zaman geçiremediği babasını mutlu etmek, onun olumlu ilgisini almak, ya da baskıcı bir baba figürü ise yıkıcı öfkesinden kaçmak olabilir.
Disiplin sadece olumsuz davranışlara engel olmak için ceza vermek değildir. Disiplin genel olarak kişinin kendi davranışlarının sonuçlarının farkında olmasıdır. Bu nedenle ev içinde anne-babanın tutarlı yaklaşımlarda bulunması, olumsuz davranışlar söz konusu olduğunda bu durumun çocuğa uygun dille anlatılması, istenilen davranışların olumlu geri bildirim yoluyla pekiştirilmesi uygun disiplin yaklaşımlarının temelini oluşturur. Babanın rolü akşam eve gelince şikayet edilecek otorite figürü olmamalıdır. Çocuğunu dinleyen, uygun ve doğru davranışları öğreten, olumlu davranışlarını çekinmeden (aman şimdi aferin dersek şımarır diye düşünmeden) pekiştiren babalar ile çocukları arasındaki ilişki çok daha verimli olmaktadır.

Özetle

Çocuklar doğdukları ilk andan itibaren annelerine olduğu kadar babalarına da ihtiyaç duyarlar.
Çocuk ile ilişki kurmak için büyümesini beklemeyin. Birlikte zaman geçirmeye ne kadar çabuk başlarsanız aradaki ilişki o kadar güçlenecektir.
Ebeveynler çocuklarını koşulsuz severler. Ancak çocuklar bunu anlamak için duymaya, hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuğunuza duyduğunuz sevgiyi göstermekten çekinmeyin
Baba tarafından yapılan yorumlar ve geri bildirimlerin çocuğun benlik algısı üzerindeki etkisi çok büyüktür. Özgüven ve olumlu benlik algısı çocuğun yakın çevresinden aldığı sözel ve sözel olmayan mesajlarla şekillenir.
Çocuğunuz hata yaptığında, önce yanlış davranışını tanımlayın, daha sonra beklediğini, doğru davranışı belirtin, uyguladığında başarısını övün, benzer hataları tekrarladığında davranışının sonucunu yaşamasına izin verin. Olumsuz eleştirinizi çocuğunuzun kişiliği ile ilgili değil davranış ile ilgi olduğuna dikkat ederek ifade edin. "Ne kadar
beceriksizsin, bir bardağı taşıyamadın demek yerine, suyu dökmeden taşımak için iki elinle taşımalısın gibi"
Gün içinde birlikte olmak için kısa da olsa mutlaka zaman ayırmaya çalışın.
Baba-oğul, baba-kız olarak etkinliklere katılın (sinemaya gitmek, alışveriş yapmak, bisiklete binmek, tamir yapmak, top oynamak, yüzmek, kitap okumak vb)
Söylediklerinizden çok davranışlarınızla çocuğunuza örnek olduğunuzu unutmayın. Çocuklar güçlü gözlemcilerdir ve unutmazlar...