Okumayan Anne Babanın Okumayan Çocuğu Olur
OKUMAYAN ANNE BABA YANLIŞ ROLDE
OKUYAN ÇOCUKLAR İÇİN ANNE – BABALARA ÖNERİLER…
Herkes deniz diyor, yüzmeyi öğreten yok.
Herkes balık diyor, tutmayı gösteren yok…
Taş devri, bakır devri,tunç devrinden… geçen insanlığımız; cilalı imaj devrinde ve görselliğin egemenliğinde boğuluyor; tüketim çılgınlığının nesnesi olarak can çekişiyor. Madde insanın yeni putu…Görüntü(imaj) tek belirleyen…Jean Baudrıllard’ın anlatımıyla bir algısal yanılsama (similasyon) altındayız… Medyatik uygarlık günümüz toplumlarını ‘ışık hızında yayılan sembol dünyasında’ yaşatıyor. Televizyon, büyülü yeni bir din gibi… Postmain’a göre televizyon, hoşumuza giden konularla bizi oyalayarak önemli konuları dikkatimizden kaçıran görsel bir şiddet uyguluyor…
Yayın “dünyası”ndaysa, teknolojik gelişimin baş döndürücü hızına uygun olarak her on saniyede bir kitap yayınlanırken, yaşadığımızsa bir paradoks…(‘Ne yaman bir çelişki’dir ki… kitap kültürü tehlikede) …Lise, üniversite bitiren nüfusumuz artarken, ders dışı kitaplarla okumayı sürdüren nüfusumuz oran olarak azalıyor. … Okullar okumayan insan yetiştiriyor … Uzmanların da uyardığı gibi, dünya kitap çöplüğüne döndü. Niteliği, nicelikle vuruyorlar. Kötü kitap iyi kitabı kovuyor.Yine bir yazarımızın da dediği gibi, bugün “…kitap dünyası binmiş arabasına cehenneme doğru gidiyor.Çer çöp kitapların baştan çıkarıcılığına karşı koyabilmek için” anne-babaların, öğretmenlerin, yerel yönetimlerin sorumluluğu her gün biraz daha artıyor…
“ACELE ETTİRİLEN ÇOCUKLAR”
Çocukların bir sınavdan diğerine bir kurstan öbürüne sürüklendiği günümüzde okuma değil yalnızca, oyun ve serbestlik bile çok ilkel kavramlar olmaya başladı.
Amerikalı bir psikolog olan David Elkind,. “ACELE ETTİRİLEN COCUKLAR” kavramının kısaca, çocukların zamanlarının anne babaların tercihlerine göre düzenlendiğini, bu düzenlemenin de her hafta daha fazla ders, çocuğu sosyal, akademik, kültürel, psikolojik alanlarda geliştirebilecek (!) daha fazla aktivite anlamına geldiğini anlatmaktadır. Buna göre çocuklar çevrelerini inceleme-araştırma şanslarını kaçırmaktadırlar. Oysa yazarın dediği gibi BÜYÜMEK HİÇ BU KADAR REKABETÇİ OLMAMIŞTI
İşte bu çılgınlıkta Sigara yaşı ona Uyuşturucu yaşı on ikiye indi… Üç okuldan birinde hap kullanılıyor… (basından) Ve okullarda şiddetin tarihi kitabın okuldan kovulmasıyla başlıyor. Okullar okumayan insan yetiştiriyor. Eğitim tersine yapılıyor…
B. Rasıl’ın kolektif aptallık dediği durumu yaşıyoruz.Ünlü filozof, kitapların önemini anlatırken “Akıl elde edilmiş bilgiden çok,bilgi edinme yoluyla gelişir” diyor. Başka bir filozof ise mikroskop ve teleskobun gözümüzün uzantısı;telefonun sesimizin uzantısı;baltanın,karasabanın ve kılıcın kolumuzun uzantısı olduğunu söylerken, kitabınsa beynimizin uzantısı olduğunu özellikle vurguluyor.
Kitap okumayan toplumların BEYİNLERİNİN BUDANDIĞI, bundan daha güzel nasıl anlatılabilir?
Postmaın’ın dediği gibi, “En ciddi söylemler kıkır kıkır gülmeler arasında kaynayıp gidiyorsa hangi ses tonuyla kime ne öyleyebilirsiniz?”
Eğitim, edinilen bilgilerin hayata uygulanması sanatıdır.(Herkes deniz diyor,yüzmeyi öğreten yok. Herkes balık diyor,tutmayı gösteren yok)
Çocuklar yaşam boyu kullanacakları alışkanlıkların,bilgilerin üçte birini okul öncesinde ailesinden öğreniyor.
Kendisi kitap okumayan anne babalar çocuklarına son derece kötü rol model oluyorlar.
Çocuğun doğduğu andan başlayarak evde kitap görmesi, yaşamda kitabın da olduğunu bilinç altına kazıması demektir.Ve gelecekteki okuma alışkanlığı için bir alt yapı ve ön hazırlık oluşturmaktır. Anne babalar bilmeden en değerli varlıklarından bunu esirgiyor…
BEN NEYİ OKUYAYIM?
ÇOCUĞUMA HANGİ KİTAPLARI ALAYIM?
En önemli sorunsa, biz ve çocuklarımız neler okumalı? Unutmamak gerekir ki günümüzde okuma araştırması yeni bir bilim dalıdır. Kitap okumanın bilimi ve anayasası “Her okuyucuya göre bir kitap, her kitaba göre bir okuyucu vardır.” diyor. (Kitap anayasası madde 1,2)
Uzmanlar, “Bir kişiye kitap önermek, hastaya ilaç önermeye benzer.Yanlış kitap, yanlış ilaç gibi beklenenin tersine sonuç verir.” derken doğru seçimin önemini vurguluyor. Çocuk yaşlarda kitap okumadan uzaklaşmamız,okumaya yanlış kitaplarla başlatılmamızdan kaynaklanıyor. Bir çocuğun sevdiği bir kitabı bütün çocukların seveceğini sanmak en büyük yanlışımız. Çocuğunuzun yaşam boyu okuyan ,öğrenen,sorgulayan,analitik düşünebilen, Türkçeye egemen,özgüveni tam bir birey olarak yetişmesi için ders dışı kitaplar da okumasının çok önemli olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle çocuğunuza ders dışı okumak için kitap almaktan vazgeçemezsiniz. Ancak, alırken nelere dikkat edilmesini, bilmeniz gerekir.
Sınav telaşındaki anne babalara ise telaş yapmamaları için öncelikle Prf.Dr İlkay Kasatura’nın “Okul Başarısından Hayat Başarısına” adlı kitabını öneriyorum.
KİTAPLA BÜYÜYEN ÇOCUKLAR DAHA ZEKİ OLUYORLAR
YA-PA Okul Öncesi Eğitim Semineri’nde kitabın çocuk için ne denli önemli olduğu anlatılıyordu :
(1)“Çocuğun yetiştirilmesi, beden-ruh ve kafa olarak ilkokula hazırlanması, incelik isteyen, sabır ve bilgi isteyen önemli bir iştir. Doğduğu andan başlayarak duyduğu ninniler, konuşmalar, sesler -ötüş, havlama, miyavlama, vb. dahil- kendisine okunan veya anlatılan masallar, sorulan bilmeceler, ezberletilen şiirler, tekerlemeler, söyletilen şarkılar hep dil ve düşünce gelişmesini biçimlendiren uyaranlardır. Bu zihni gelişme ilerde onun davranışlarının zihinsel temelini oluşturur. Bunlar olmadığı zaman insan yavrusunun bebelik ve ilk çocukluk döneminde dil gelişmesi yavaşlar, yavaşladığı için de çok iyi beslenmiş olsa bile vücutça sağlam, kafaca -konuşma ve düşünme yeteneği ve becerisi bakımından- yaşıtlarına göre geri olur. Bu geri kalmanın ömür boyu sürdüğünü, aradaki farkın kapatılamadığını ileri süren yazarlar da var.
Konuşma ve düşünme becerisi gelişmemiş bir çocuğun ilkokulda anadilini okumayı ve yazmayı çabucak ve zevkle öğrenmesi beklenmemelidir. Okul öncesi dönemde kazandırılması gereken kitap-defter-kalem ile oynama alışkanlığı, zevki ve becerisi çocuğun ilkokula başladığı dönemde bu eşyaları yadırgamamasına, onları severek kullanmasına yol açar. Okuma söküldükten sonra yalnız ilkokul döneminde değil, ömür boyu okuma becerisinin amaca uygun, iyi ve güzel kitaplarla beslenmesi gerekir.
Resimli kitap 2-4 yaşlarında çocuk için başka oyuncakta bulunmayan sihir ile doludur. Onu eline aldığı zaman anlamak için yardıma gereksinim duyar. Yetişkin resimli kitap içindekini çocuğa anlatırken çok yanlı doyum sağlamış olur çocuk. Bunlar :
1 – Gördüğü şekilleri algılamayı öğrenme
2 – Dinlediği sözleri anlamayı öğrenme
3 – Hafızayı geliştirme
4 – Hayal gücünü besleme
5 – Yetişkinle kurduğu beraberlikten memnun olma
6 – Kitabın -yapraklarını, kapağını vb.- nasıl kullanacağını öğrenmedir.
Bütün bunlar çocukla yetişkin arasında kitapla oyun oynarken gerçekleşir. Şayet çocuğu seviyor, onu yetiştirmekten haz duyuyorsa yetişkin de bu beraberlikten oldukça kârlı çıkar. Bunlar :
Kitap ile oynarken çocuk sakinleşir, yetişkin memnun olur.
Çocuk ile kendisi arasında ortak sözcük dağarcığı oluştuğu için diğer zamanlarda da çocukla anlaşması kolay olur.
Kitabı birlikte okudukları için çocuğa kitabın ne kattığını bizzat gözleyebilir.
Çocuk da bu haz veren beraberlikten memnun olacağı için yetişkini sevmeye başlar.
Bu sevginin bakımı ve geliştirilmesi yetişkine bağlıdır.
Yetişkin, çocuk sayesinde doğanın ruhunu, canlılığını, dilin müziğini, insan olma sevincini yeniden öğrenir. Onun safiyeti ile kendi çok bilmişliği arasındaki farkı ancak onunla beraber olduğu zaman, özellikle bir resimli kitabı incelerken öğrenir.
Bir yaşına geldiği zaman çocuğun kitapla ilişkisi kurulmaya başlar. Bu ilişki her çocuğa göre değişir. Bazen daha erken, bazen de daha geç olabilir. Çocuğu zorlamadan ne kadar erken başlarsa o kadar iyidir. İlk dönemde kitap eğlendirici oyuncak gibidir. Çocuğun kitapla karşılaşması önce sadece resimle olur. Daha sonra resim-sözcük, resim-tümce, resim-tümceler, resim öykü, az resim-çok öykü, nihâyet doğrudan veya başka konularda resimsiz metinlere doğru bir gelişme süreci izlenir.
Daha geniş bilgi için bakın Meral Alpay, Kütüphane, Türk Kütüphaneciler Derneği Yayını, (TDK) İst. Şubesi
Sayfa 80, 81, 124, 125, 126
Okuma alışkanlığını sürdüren gençler gözlemci, araştırıcı, eleştirici bir kafaya sahip olur. Böyle kafalardan ilerde yalnız yazınsal alanlarda değil meslek dallarında da kitap yazan insanlar ortaya çıkar.
Dünya Çocuk Edebiyatı ve Okuma Araştırması Enstitüsü Müdürü
Richard Bamberger’in ANNE BABALARA önerileri :
-Anne babalar çocuklarına yüksek sesle ve sıkça hikayeler okuyabilir ve anlatabilirler.
-Çocukların gereksinimlerine ve yaşına göre evlerinde kitaplık oluşturabilirler.
- Ailece belli zamanlarda, belli bir sürenin okumaya ayrılmasını sağlayabilirler
- Çocuklarına okuduklarının önemini anlatabilirler
-Çocuklarını verdikleri harçlıkların bir kısmını kitap almak için harcaması konusunda eğitebilirler.
Çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında aileden sonra öğretmenlerin de çok önemli rolleri vardır. Öncelikle iyi bir okuyucu olarak öğrencilere örnek olan öğretmenler aynı zamanda temel okuryazarlığın okuma alışkanlığına dönüşmemesi halinde bir anlam ifade etmediğini, kitap okumanın öğrenim sürecinin bir parçası olduğunu ve yaşam boyu sürmesi gerektiğini öğrencilere sürekli ifade ederler.
Ayrıca öğretmenler bu konuyla ilgili çeşitli faliyetlerde bulunurlar;
Jorg Lois Berges’ten Akşit Göktürk aktarıyor: “İnsanın türlü araçları içinde en şaşırtıcı olanı kuşkusuz kitaplardır.Mikroskop ile teleskop görme yeteneğimizin uzantısı,telefon sesin uzantısı,sabanla kılıç kolumuzun uzantısıdır.Kitap beynimizin ve düş gücümüzün uzantısıdır.”
Çocuklara Okuma Alışkanlığı Kazandırılması Konusunda Prof. Dr. Bülent Yılmaz’ın Dikkat Çektiği Dört Nokta:
1. Çocukluk dönemi kişiliğin oluştuğu dönemdir
2. Okuma, sağlıklı ve gelişmiş bir kişiliğin temel taşlarından birisidir.
3. Ebeveyn ve öğretmen, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırma ve geliştirmede doğrudan sorumlu kişilerdir.
4. Okuma alışkanlığı, ancak çocukluk döneminde kazanılır. Bu dört noktanın bilincine varılması, çocukların okuma alışkanlığı kazanmasına etki eder. Genel olarak ebeveynin çocuğuna göstereceği ilgi ve vereceği destek çocukların bu gün ve gelecekte okuyan ve ne istediğini bilen bireyler olmasını sağlayacaktır.
DERS DIŞI KİTAP OKUMA ÇOCUĞU NASIL EĞİTİR?
Dikkatin anlamaya yönelmesi ile kolay ve akıcı okuma sağlar. Olaylar arasında ilişki kurabilme yeteneği gelişir. Önceki bilgilerle yeni öğrenilen bilgilerin sentezlenmesi ile kolay anlamayı, ve kolay kavramayı sağlar. Okumanın sağladığı birikimler, neden-sonuç ilişkisi kurabilme becerisini geliştirir. Araştırma isteğinin doğmasına neden olur, araştırmacı kişilik gelişimine yol açar. Hızlı, rahat, kolay okuma, kısa sürede ödev yapmayı ve kolay algılamayı sağlar. Kolay okuyup kolay anlama, kendine güven duygusunu geliştirir. Motivasyon sağlar. Beyindeki sinir hücreleri arasında iletişimin hızlanması ile beynin gelişimini ve etkili öğrenmeyi sağlar. Beyin, okuma, araştırma, düşünme, işlem yapma ve problem çözme ile zorlandıkça gelişen bir organımızdır. Böylece beynimiz, uzun yıllar genç kalacak ve üretken olacaktır. Öğrencinin yorum gücünü arttırarak sınavlarda başarılı olmasını sağlar çünkü sınav sorularının (LGS, ÖSS) % 75i, yorum ve anlam yeteneğini ölçmeye yönelik olarak hazırlanıyor. (İnternet Kaynağı)
Kaynakça :1. Bamberger, R. (1990). Okuma Alışkanlığını Geliştirme. Çev.: Bengü Çapar.Ankara: Kültür Bakanlğı2. Gönen, Mübeccel, Elif Çelebi Öncü ve Sonnur Işıtan. (2004). “”İlköğretim 5.,6. ve 7. Sınıf Öğrencilerinin Okuma Alışkanlıklarının İncelenmnesi””, Milli Eğitim Dergisi, 164.http://www.okuyantoplum.com/?page_id=51